Müdür ve müdür yardımcıları, kaymakamlıklar tarafından belirli sebeplerle görevlendirilerek, soruşturma ve inceleme dosyalarına bakmak zorunda kalıyor. Bu durum, eğitim yöneticilerinin iş yükünü önemli ölçüde artırıyor. Ancak bu görevler karşılığında hiçbir ücret ödenmemesi, yöneticilerin tepkisini topluyor.
Soruşturma süreci: uzun ve zorlu
Okul yöneticileri, kendilerine atanan bu görevler kapsamında, oldukça kapsamlı bir soruşturma süreci yürütmekte. Söz konusu incelemeler, genellikle uzun ve karmaşık prosedürler gerektiriyor. Yöneticiler, dosyaların hazırlanması için aylarca çalışmak zorunda kalıyor. Ancak, tüm bu çabanın karşılığında maddi bir destek almamaları, çalışanların motivasyonunu düşürüyor.
Yasal sorunlar ve yüksek baskı
Bu görevler, aynı zamanda yöneticiler üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Soruşturmaların sonuçları, öğretmenler veya diğer okul idarecileri için disiplin cezasıyla sonuçlanabilir. Dolayısıyla, yöneticiler, hem iş yükü hem de sonuçların getirebileceği yasal sorunlarla başa çıkmak zorunda kalıyor.
İtiraz hakkı yok: zorunlu görevler
Üstelik, okul yöneticileri bu görevleri kabul etmemek veya itiraz etmek gibi bir seçeneğe sahip değiller. Kaymakamlıkların talimatları doğrultusunda, bu görevler zorunlu olarak yerine getirilmek zorunda. Bu durum, eğitim camiasında adalet ve motivasyon konularında ciddi endişelere yol açıyor.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın, okul yöneticilerine verilen bu tür zorunlu görevler için bir düzenleme yapması şart. Ücretli ve daha sistematik bir yaklaşım benimsenmesi, hem eğitim yöneticilerinin motivasyonunu artıracak hem de eğitim kalitesine olumlu katkı sağlayacaktır.